kocaeli haber sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Uğurlar olsun cano

Genç bir ölüm her zaman sonbaharı imler; sosin çiçekleri gibidir, gülün sonbahar sağanağında büzülmesi gibidir. Aniden gelir, bastırır ve alıp götürür. kabul etmek zordur, sevgili şairim.

“`html

A. Rahim Kılıç: Unutulmaz Bir İsim

Hayatımızda bazı insanlar, geçici bir an için bile olsa derin izler bırakabilir. A. Rahim Kılıç da benim için bu tür şahsiyetlerden biriydi. Onun alçakgönüllülüğü, samimi sohbetleri ve içtenliği, yüreğindeki saf heyecan ile birleşerek, unutulmaz bir anı bıraktı. Kılıç ile karşılaştığınızda, ruh haliniz ne olursa olsun, ortamın enerjisi ne kadar düşük olursa olsun onun sohbeti, samimiyeti ile her şeyi değiştirebilirdi. Olumsuz duygular yerini daima pozitif bir atmosfere bırakırdı.

Gülmenin gerçek değerini anlamak zor; toplumumuzda gülümserken bile içten bir hayat kurmak çoğu zaman mümkün olmuyor. İnsanlar genellikle menfaatsiz bir tutum sergileyemiyor. Bu sebeple, sürekli içtenlik ve samimiyet vurgusu yaparız; sevmek ve sevilmek, hayattaki en kıymetli değerlerden biridir. Ne yazık ki, pek çok kişi işini severek yapamıyor. Gözlemlediğimiz ruh halinin giderek yayıldığı bir dünyada, gerçek bir gülümseme devrim niteliği taşıyor ve bu his bulaşıcıdır. Kılıç, gizlice gülümsemeyi başaranlardan biriydi; zor zamanlar geçirdiğimizde, fırtınalarla başa çıkacak bir kararlılığa duyulan ihtiyaç, işte burada devreye giriyor ve bu, sevginin bir başka adıdır. Aşk ile çalışmak, sabır ve tutku gerektirir; Kılıç’ın duruşu tam olarak bunu yansıtıyordu.

Genç bir ölüm, her zaman sonbaharın hüzün verici sembolüdür; bu, geçici bir çiçeğin, sonbahar yağmuruyla birlikte büzülmesi gibi bir durumdur. Aniden gelir, bastırır ve ardından sürükleyip götürür. Dönüşü olmayan bu genç yolculuklar, geride kalanların yüreklerinde hep bir red duygusu barındırır. Sevgili şairim, bunu kabul etmek gerçekten zor.

Marcel Proust’un “Varlığımız andadır” sözü, aslında yaşamsal bir gerçekliği işaret eder. Kalemiyle hayatı yazanlar, anı ölümsüzleştirenler, sürekli bir heyecan taşıyan bireyler, zamanın ötesinde daima canlı kalırlar. Artık sevgili şairim, sen, anların ötesinde bize bıraktığın o güzel yüzün, eserlerin ve sesinle yaşamaya devam edeceksin. Duygulu ruhun aramızda olacak, üretken ve cesur düşüncelerle varlığını sürdüreceksin. Bu kısacık yolculukta bize sadece anılar kalıyor. Sevdiklerimizi toprağa verdik; Lorca’nın “yeşil rüzgarlar” benzetmesi misali, yeşil rüzgarların seninle olsun, Dicle’nin sesi sana eşlik etsin.

A. Rahim Kılıç, geçen hafta aramızdan ayrıldı. Uzun bir hastalığın ardından bu dünyaya veda etti; belki de hayatı boyunca yüzlerce zorluktan geçmişti, ancak bu defa kurduğu tuzak, bedenini yavaş yavaş ele geçiriyordu. Hastalığı sırasında dostlarından ve öğrencilerinden bir telefon aldığında hissettiği mutluluğu ve gücü tahmin edebiliyorum. Kılıç, insanların içindeki kötülüğü barındırmayan, daima barışın yanındaydı. Samimi tavrı sayesinde, en öfkeli insanların bile yumuşamasını sağlardı. Bazı insanların enerjisi, sevgi dolu tavırlarıyla her zaman üst üstte çıkar; Kılıç da bu insanlardan biriydi. Kibirden uzak ve topluma karşı derin bir sevgisi vardı. Onun empati yeteneği, tanımadığı insanların acısını bile anlayacak kadar genişti. On binlerce yıl boyunca akmış olan Dicle’nin içten bir evladıdır o. Toplumunu iyileştirmeye çalışan yüreği büyük bir insandı. Kültürüne olan sevgisi ile yaşamını sürdürdü. Devletle olan mücadelesi zeka dolu bir eylemdi. İşine olan sevgisi ve ürettiklerinin kalitesi bunun en iyi kanıtıydı.

Eğer size “Kılıç senin için ne ifade ediyordu?” diye sorsam, “Sevgi” diye yanıtlarım. “Kılıç’ın bıraktığı imge neydi?” dediğinizde, “Güler yüz ve içtenlik” derim. O, göz hizasında muhabbet ederdi; ne küçültürdü ne de büyütürdü. Farkını belirginleştiren tavırları ve üslubuydu. İnanılmaz bir kültür ve edebiyat eylemcisiydi. Her daim yenilik arayışındaydı. Gençlere, öğrencilerine ilham verici bir liderdi. Bilgisini paylaşmaktan çekinmezdi; deneyimlerini aktarmada oldukça ustaydı.

Toplamda sadece birkaç kez bir araya geldik. İlk buluşmamız, Amed TV Radyo’da yayınlanan “Her Telden” programında gerçekleşti. Orada tanışmak benim için özel bir anı olarak kalacak. Çok az insan, kibir duygusundan kurtulabilmektedir; Kılıç da o insanların arasındaydı. Misafirperverliği ve sıcak tavırları aklımda unutulmaz bir iz bıraktı. Yazımın muhtemel nedeni de o samimi anıdır; belki de bana en zor dönemimde bile umut vermeyi başaran bir şairdir o.

Karşılaştığımız mekânlar, kentin edebiyatçıları ve gazetecilerinin merkeziydi. O anıları düşündükçe, Kılıç’ın insani yaklaşımının ne kadar özel olduğunu bir kez daha hissediyorum. Kendilerini dünyanın merkezi sananların tutumları gözümde canlandıkça, onlardan uzak durmanın ne kadar doğru bir seçim olduğunu hatırlatıyor. Kılıç’ı diğerlerinden ayıran özellik ise onun alçakgönüllülüğü ve üretirken asla ödün vermediği mütevazılığıydı. Onun üretkenliği, geçmişin dervişlerine özlemi yansıtan bir tutumdu.

Bu tutumuyla kendi başına, ön koşulsuz bir edebiyat sohbeti yapabiliyor, en ince detaylara inebiliyorduk. Eserlerinden ve projelerinden bahsederken gözleri parlıyor, o enerji etrafındakileri de etkiliyordu. Doğallığı ile çevresini saran güzel yürekli bir şairdi. Kürt edebiyatına katkıda bulunan “Bir Film İçin Senaryo” adlı eserinin, birçok genç için ilham kaynağı olacağını düşlüyorum. Zaman bize bu konudaki gerçekleri gösterecektir.

İyi ki seni tanıdım, iyi ki önyargılardan uzak bir arkadaşlık kurabildik. Sen, bu hayatta geride bırakılan en önemli şeyin ancak aşkla yapılması durumunda kalıcı olacağını kendi duruşunla bize bir kez daha gösterdin. İyi ki yazdın ve hayırla anılacak bir miras bıraktın. Uğurlar olsun, dostum.

zaman ağır bir yük

yürek talan edilmiş bir yurt arıyordu

(…)

kılıç tutkulu yiğitti

aslan nazlı olmayan bir meydan arıyordu*

*Nûbihar dergisinin son sayısında yayınlanan “Şahkarê Herimî” adlı Kürtçe şiirinde bu iki dizeyi hatırlatmak istiyorum. Ne yazık ki, şiirinin yayınlanışını göremedi.

“`